SEnİ ÇoK sEvİyOrUM pREnSEs - MEMN-U ZİN DESTANI


Mem u Zîn Destanı

Bilmem tanırmısın bu güzel aşk destanını... Leyla ile Mecnun, Aslı ile Kerem, Tahir ile Zühre, Romeo ile juliet, Ferhat ile Şirin gibi bir aşk destanıdır Mem ile Zin'in sevdaları da... Hatta belki de daha yücedir onların sevdası... Çünkü mezarda bile kavuşamayan bir çifttir... Zaten bu yüce sevdaları için her ne kadar ülkemizde bazı sebeplerden dolayı pek tanınmasa da dünyanın biçok yerinde çok meşhurdur bu sevda destanı... Cizre topraklarında yaşanmış olan bu yüce sevda dillere destan olmuştur. Bir aşk heralde en fazla bu kadar büyük olabilir dedirtiyor insana ilk duyduğunda... Ben de Mem'in Zin'i sevdiği gibi seviyorum SENi... Şimdi bu güzel destanı oku...Oku ve hisset sana olan aşkımı... İşte Mem ile Zin'in yüce aşkları;


Cizre Beyi olan Mir Zeynuddin'in Zîn ve Sitî adlarında iki kız kardeşi vardı.

Zîn, beyaz tenli, beyin can ciğeriydi. Bey onu çok severdi. Sitî ise esmer, selvi boylu biriydi. Tacdin, Beyin Divan Vezirinin oğluydu. Mem ise Tacdin'in manevi kardeşi ve dostuydu. Botan bölgesinde baharın müjdecisi olan Mart ayında (21 Mart Newroz), eğlence ve bayram günlerinde çoluk-çocuk bütün Cizre halkı kırlara çıkar süslenirlerdi.

İşte böyle bir günde Mem ile Tacdin, yöredeki köse geleneğinden dolayı kendilerine kızlar gibi süs verip ve kıyafet değiştirerek şenliğe katılırlar. Şenlik alanına vardıklarında erkek kıyafetli iki kişiyi görürler (onlar Sitî ile Zîn'di). Onları görür görmez ikiside yere düşüp bayılırlar. Sitî ile Zîn bayan kıyafetli iki erkeği iyice süzerek onlar sezmeden kendi yüzeklerini onların parmaklarına geçirip oradan ayrılırlar. Mem ile Tacdin ayıldıklarında kendilerinin bezgin ve sersemlemiş bulurlar. Bu esnada Tacdin Mem'in parmağında, üzerinde Zîn yazılı mücevheri fark eder, Tacdin Mem'ın parmağına doğru elini uzatınca Mem de onun parmağında bulunan paha biçilmez ve üzerinde Sitî yazılmış olan yüzüğü görür. İkiside Sîti ve Zîn'in ne yapmış olduklarını anlarlar.

Sitî ile Zîn dadıları olan Heyzebun'a anlatırlar. Dadıları bir hekim kılığına girerek hasta olan Mem ve Tacdin'in yanına varıp, Sitî ve Zîn'inde onlar gibi yandığını söyler ve yüzükleri geri ister. Tacdin yüzüğü geri verir. Fakat Mem 'bununla yaşıyorum' diyerek yüzüğü vermez.

Mem ile Tacdin kalkıp arkadaşlarına durumu anlatırlar. Bunun üzerine Tacdin için Cizre'nin önde gelenleri aracı olurlar ve Cizre Bey'inden Sitî'yi Tacdine isterlerler.

Bey, Tacdin'e Sitî'yi verir. Böylece yedi gün yedi gece düğün yapılır.

Aslen İran'ın bir köyünden (Merguverli) olan Beko, Bey'in kapıcısıdır. Tacdin Beko'yu hiç sevmez. Bey'e kaç sefer bu adamın kapıcılığa layık olmadığını söyler fakat Bey her defasında, "değirmenimiz onunla dönüyor. Köpekler de kapıcıdırlar" der. Beko, Bey'in Zîn'i Mem'e vermemesi için "Efendim, Tacdin kendi tarafından Zîn'i Mem'e vermiş" yalanını uydurur. Bunun üzerine kızan Bey, "And içerim ki, Zîn'i eş olarak Mem'e vermeyeceğim. Ben Kürde kız vermem!" der.

Bey'in ava çıktığı bir günde Mem Zîn'i görmek için bahçeye girer. Mem'i gören Zîn birden yıkılıverir yere. Bu sırada Mem onu görmez gül ve reyhanları seyrederek şöyle der:

"Ey gul! Eger tu nazenînî,                       "Ey gül! Gerçi sen de nazeninsin,
Kengê tu ji rengê ruyê Zîn'î                   Sen nerde, Zin'in yüzünün rengi nerde?
Ey sınbıl! Eger heyî tu xweş bû,           Ey sünbül! Gerçi senin güzel kokan var,
Reyhan ji te bûyîne sîyehrû,                 Reyhan senin için kara yüzlü olmuş.
Hun ne ji mîsalê zilfe yarin                   Fakat siz yarimin zülfine benzemezsiniz.
Hun her du fızûl û he zekarın              İkiniz de arsız ve herzecisiniz.
Ey bılbıl! Eger tu ehlê halî                     Ey bülbül! Gerçi sen de aşk adamısın,
Perwanyê şem'ê werdê alî,               Kırmızı gül mumunun pervanesisin.
Zîn'a me ji sorgula te geştir               Benim Zîn'im senin kırımızı gülünden daha şendir.
Bext'ê me ji talıê te reştir"                 Benim bahtım da senin talihinden daha karadır."

Mem bunu söyledikten sonra Zîn'i görür ve o da orada bayılır. Ava giden Bey, avdan dönünce Mem'i bir abaya (bir elbiseye)  sarılmış bir şekilde bahçede görür. Mem, "Beyim, biliyorsunuz ben hastayım canım sıkıldı gezeyim derken sonra kendimi burda buldum" der. Bey'in yanında bulunan Tacdin abanın altında Zîn'in saçlarını görür, durumu anlayan Tacdin, Bey'i ikna ederek divana doğru götürür. Daha sonra eve gidip Sitî ve çocuğunu evden çıkararak, evi ateşe verir. Böylece Mem ile Zîn'in kurtuluşu için Tacdin evini feda eder. Emsali görülmemiş bir dostluk örneğini sergiler.

Beko'nun oyunlarıyla beyle satranç oynamaya ikna edilen Mem başlangıçta ilk üç oyunu alır. Beko Mem'in iyi oynadığını görünce Mem'in yönünü Zîn'e doğru çevirir. Zîn'i görüp hayallere dalan Mem, Bey'e yenilir. Sevgilisinin Zîn olduğunu öğrenen bey Mem'i zindana atar.

Bir seneye yakın zindanda kalan Mem, Zîn'in hasretine dayanamayıp ölür. Mem'in cenazesinin kaldırıldığı esnada Tacdin Beko'yu görüp öldürür.

Beko'nun öldüğünü gören Zîn, bakın hakkında ne düşünüyor:

"Nasıl ki bir gülü diken, hazineyi de yılan koruyorsa, bizim de bekçimiz (köpeğimiz) Beko olacaktır."

Zîn, Mem'in mezarının başında devamlı ağlayarak şöyle der:

"Ey vücudumun ve canımın mülkümün sahibi,
Ben bahçeyim, sen de bahçıvan
Senin bahçen sahipsizdir
Sen olmazsan onlar neye yarar
Kaşlar, gözler, zülüfler neyedir.
Zülfümü tel tel çekeyim
Sonra yarim sen beni belki değişik görürsün
En iyi hepsi yerinde kalsın
Hakk'a emanetim teslim edeyim."

diyerek yapıştığı Mem'in mezar taşında can verir. Bey, Zîn'i gömmek için Mem'in mezarını açtırarak Zîn'in sarkıtıldığı esnada seslenir ve şöyle der:

"Memo! Al sana yar!"

Ve efsane odur ki yanyana duran Mem ile Zin'in mezarlarından birer gül yeşerir sürekli... Fakat ne zaman bu iki gül birbirlerine sarılacak kadar yaklaşır olurlar, işte o an onların arasından dikenli bir çalı yeşerir ve bunun Beko olduğu rivayet edilir....  Yani mezarda bile kavuşamaz bu iki aşık...




Mem ile Zin'in türbeleri bugün hala Mesopotamya'nın göbeğinde, Cizre'de bulunmakta ve devletin zerre kadar özen göstermemesine rağmen günümüze kadar gelmeyi başarmıştır...

Birgün benimle bu yüce sevdaya yerinde tanık olmaya gelir misin...?   =)


Mezarda dahi bitmeyen sevdalara......


"Ben SENinle Cizre'de Mem u Zin'e gidebilme ihtimalini sevdim..."


...GÜRKAN ile GÜLDEN...


 
Bugün 6 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı!

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol